Quantcast
Channel: Al Jazeera Turk - Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Türkiye ve çevresindeki bölgeden son dakika haberleri ve analizler - Görüş
Viewing all articles
Browse latest Browse all 406

Dünya ekonomisi neden toparlanamıyor?

$
0
0
Bugün enerji, çevre, gıda güvenliği, finansal güvenlik gibi temel sorunlar birbirinden soyutlanarak tek başına ele alınamaz. Eski, modası geçmiş düşünce tarzından küresel seviyede vazgeçmedikçe bu belirsizlik ortamı sürüp gider. Ne tam iyileşiriz ne de en azından yakın gelecekte ölürüz.

2007 Ağustos ayından beri dünya ekonomisine hâkim olan belirsizlik ortamı tüm çabalara rağmen bir türlü son bulmadı. Tam bitti bu resesyon derken yeni bir kötü haber alıyoruz.

2008 Eylül ayında Lehman Brothers’ın iflası Amerikan şirketler tarihinde görülen en büyük batış hikayelerinden biri oldu. Bir yıl içerisinde hükümetler şirket ve banka kurtarma operasyonları için yaklaşık 11 trilyon dolar harcadı. ABD kişi başına yaklaşık 10 bin dolarlık, İngiltere ise yaklaşık kişi başına 50 bin dolarlık bir kurtarma maliyetine katlandı. Bu, İngiltere’nin gayri safi yurt içi hasılasının (yıllık toplam üretim değerinin ya da yıllık yaratılan gelir toplamının) yüzde 94,4 ü kadar, ABD’nin de GSYİH’sının yüzde 25,8’i kadar harcama yapması demekti. Çin ve gelişmekte olan ülkeler daha az oranda da olsa büyük maliyetlere katlandılar.


Peki, ne oldu? Tüm bu önlemler fırtınanın bitmesine ve eski güzel güneşli günlere dönmemizi sağladı mı? Maalesef hayır.

Bu kriz düşük talep ya da yüksek enerji fiyatlarından kaynaklı değildi yani daha önceki krizlerden farklı idi. Bu durum çok beklenen bir şey de değildi. Bir Wall Street avukatı olan Ron Geffner  “Bir yaz günü uyandık ki yerlere kar yağmış” şeklinde ifade etti yaşanan şaşkınlığı.

1929 yılında yaşanan Büyük Buhran ile mukayese edildiğinde daha hafif görünen (1929 krizi boyunca seksen beş bin işyeri kapanmış, beş bin banka iflas etmiş, Amerika’nın ulusal geliri yarıya düşmüştü) 2008 krizini son dönemde piyasalarda hükümetlere yardımcı olabilecek petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş gibi olumlu gelişmelere rağmen neden atlatamadık acaba?

Krizlerin ne uzunlukta süreceği üzerine yapılan çalışmalardan en popüler olanları her krizin bir gün biteceğini söyler. Krizlerin uzunluğu konusunda değişik iktisatçılar değişik süreler hesaplamışlardı. Kondratieff 56 yıllık, Kuznet 15-20 yıllık, Juglar ise 9-10 yıllık periyotlarla dalgalanmalar yaşanacağını öngörmüştü.

Evet, tüm ülkelerde ve dünya ekonomisinde bu tür dalgalanmalar gözlemleniyor ancak genel geçerli bir kuralla açıklanmaları maalesef mümkün görünmüyor.

Gelecekle ilgili güvensizlik ve belirsizlikler

Sorunun temelinde gelecekle ilgili güvensizlik ve belirsizlikler yatıyor.

2008 krizindeki kurtarma operasyonu sonrası 2010’da Dubai sıkıntı yaşadı. Yapılan büyük alt yapı yatırımlarının bir kısmı yurt dışı piyasalardan yapılan borçlanma ile yapılmıştı (özellikle İngiliz bankalarına) fakat diğer emirliklerin de yardımı ile bu sorun kısmen giderilmiş oldu.

Yavaş yavaş dünya ekonomilerinde pozitif büyüme oranları görülmeye başlandı, emtia piyasalarında bazı malların fiyatı ve petrol fiyatları düşmeye başladı. Bu gelişme bazı ülkeler için iyi bazı ülkeler için kötü bir gelişme idi. Tüketici ve ithalatçı ülke ekonomileri için iyi üretici ve net ihracatçı ülkeler için sıkıntı yaratacak bir gelişme idi.

Tam bu gelişmelerin dünya ekonomisi üzerine net etkisi ne olur diye anlamaya çalışırken Yunanistan ekonomisi iflas etme noktasına geldi ve Avrupa Birliği (AB) ekonomileri güven sorunu yaşamaya başladı.

Aradan biraz zaman geçti acaba bitti mi bu kriz derken son 30 yıldır aralıksız yüzde 10’a yakın hızla büyümeyi başarabilen Çin’in büyüme hızı düşmeye başladı. 2015’te Çin son 25 yılın en düşük büyüme oranını yaşadı (yüzde 6,9).

Fırtına bir türlü durulmadı. Tüm bunlar yetmiyor gibi İngiltere AB’den çıkma isteğini (Brexit) çok ciddi bir şekilde tartışmaya başladı. 23 Haziran 2016 tarihinde İngiltere’de AB’den çıkıp çıkmama konusunda bir referandum yapılacak.

Tüm bu sorunların temelinde dünya finans piyasalarının iyi düzenlenmiş kurallar olmadan işlemesi, birçok şirketin özellikle finansal şirketlerin yüksek kaldıraç oranları ile iş yapması da önemli rol oynuyor. Kaldıraç; borçlanarak daha çok gelir etmeye çalışmak, başkalarının parası ile sahip olduğumuz varlıklardan daha çok yatırım yapmak anlamında kullanılır. Bu tür yatırımlar potansiyel geliri ama aynı zamanda eğer zarar ortaya çıkarsa potansiyel zararı da çok büyütebilir.


Yeni bir “küresel finansal yönetim” anlayışının oluşturulmasının vakti geldi de geçti. Ekonomiyi canlandırmak için faizi ne kadar düşürsek düşürelim, yatırım kararlarını belirleyecek en önemli faktör “beklentilerimiz” dir. Güven ortamı yaratılması, belirsizliklerin giderilmesidir. Panama Belgeleri bu güvensizliği daha da artırabilir.

Artık “sistem düşüncesi” şart

Artık “sistem düşüncesi” küresel finans yöneticileri tarafından görülmeli, anlaşılmalı ve kullanılmalı. Bu düşünceye göre, birçok kısımdan oluşan bütün tek tek bu parçaları anlayarak açıklanamaz. Bu parçaların birbirleriyle ilişkili olduğunu ve birbirlerinden bağımsız hareket etmediklerini görmemiz lazım.

Mekanik görüşten sistem düşüncesine geçiş için önce karar vericileri sonra da insanları bilinçlendirmek gerekiyor.

Bugün enerji, çevre, gıda güvenliği, finansal güvenlik gibi temel sorunlar birbirinden soyutlanarak tek başına ele alınamaz. Eski, modası geçmiş düşünce tarzından küresel seviyede vazgeçmediğimiz sürece bu belirsizlik ortamı sürüp gidebilir. Ne tam iyileşiriz ne de en azından yakın gelecekte ölürüz. Sürünüp gideriz.

“Karmaşıklık” bugünü en iyi açıklayan kelimedir. İlişkiler süreç ve iletişim ağı içerisinde değerlendirilmelidir. Kartezyen mekanik ilişki bilim dünyasında en azından 17. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında genel geçerli görüş olarak kullanıldı. Descartes’in ortaya koyduğu bu görüşe göre, bilimsel bilgi kesin bilgidir, oysa bugün belirsizliklerle dolu bir dünya da yaşıyoruz. Problemler parçalara ayrılır sonra mantıksal bir sırada çözülür. Bir dönem firmaların yönetiminde de bu bilimsel yöntem kullanılmış, insanlar makina gibi ele alınmışlardı.

Kartezyen görüşe göre bir bütünü parçalara ayırıp incelemek, bütünü tüm yönleriyle açıklayacaktır. Bilimsel metot matematiksel kesinlikte olmalıdır. Sistem görüşüne göre ise dünya canlı bir organizmadır. Anlaşılması için doğa bilimlerinin yanında psikoloji, sosyoloji, ekonomi gibi beşeri bilimleri de içeren çok boyutlu analizlere ihtiyaç duyulur.

Sistemin tüm parçalarını anlasak bile parçalar bir araya geldiğinde nasıl sonuçların ortaya çıktığını anlayamayabiliriz. Dünya bir makina gibi işlemiyor. İnsanların, toplumların doğasını ve birbirleriyle olan ilişkilerini iyi anlamamız gerekiyor. Bütüncül bir yaklaşım gerekiyor.

Da Vinci sistem düşüncesini neredeyse 500 yıl önce kısmen kullanmıştı. Bugün “Sistem Düşüncesi” ve karmaşıklık teorisi bilim dünyasında giderek daha fazla destek görmeye başladı. Her şeyi doğa bilimleri ile değil, beşeri bilimleri de işin içine katarak anlamaya çalışan (psikoloji, sosyoloji, ekonomi vb.) bir düşünce sistemi geliştirilmesi gerekiyor.

Yani bir paradigma kayması lazım. Küreselleşme karmaşık bir yapının oluşumuna yol açtı. İnsanların duygu ve düşünceleri olumlu olmadan, ekonomilerin düzelmesini beklemek ne kadar doğru olur? Bekleyip göreceğiz ya da göremeyeceğiz.

Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi ve akademik ve uluslararası ilişkilerinden sorumlu rektör yardımcısı. Kalkınma ekonomisi üzerine uzman olan yazarın “Ekonomik Göstergeler ve İstatistikler Rehberi”, “The Economy of Turkey in Retrospect” ve “Kalkın Kalkınalım” adlı kitapları bulunuyor.

Twitter'dan takip edin: @elif_cepni

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Al Jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

OPEC toplantısında anlaşma yok
Panama Belgeleri: Bir devrin sonuna doğru
Primary Topic: 
Küresel ekonomi
Konular Küresel ekonomi
Amerika Birleşik Devletleri
39° 1' 39.7884" N, 35° 17' 17.1096" E

Viewing all articles
Browse latest Browse all 406

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue